Konuşmak için gerekli becerilere bakıldığında çocuğun etrafına ilgi göstermesi, göz kontağı kurması, belirli bir dikkat seviyesine sahip olması, ortak ilginin olması, taklit edebilmesi, beden dilini anlamlandırması ve kullanması gibi becerilerin olması gerektiğini görürüz. Aslında konuşma denilen süreç sosyal bir ortam, niyetlilik ve motivasyon, güçlü duyusal- algısal-motor süreçleri barındıran kompleks bir yapıdır. Ergoterapistler işte özellikle tam da duyusal-algısal-motor süreçte aktif rol alırlar. Öğrenme piramidine bakıldığında bilişsel süreçlerin en tepede olduğu, akademik beceriler günlük yaşam aktiviteleri ve davranışın en üst noktada olduğu görülmektedir. Ayrıca konuşmanın kognitif bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Aslında bu kognitif becerilere sahip olabilmek için arka planda duyu sistemi, duyu motor gelişim ve duyu algı gelişim basamakları görülmektedir. İşitsel dil becerilerinin duyu algı kısmında olduğu ve pek çok alt gelişim basamağına sahip olunması gerektiği görülmektedir. Nasıl ki bir evin inşaatına temel atmakla başlanıyorsa aslında bizim de konuşmak için sürecimiz duyusal süreçle başlıyor. Dünyaya yeni gelmiş bir bebeğin ilk günden itibaren konuşmasını değil çevreye ilgi göstermesini aslında duyusal sistemiyle çevre hakkında bilgi toplamasını bekleriz. Kendi hareketlerini ve vücudunu, renkleri, kokuları, sesleri, dokuları, kendi açlığı tokluğunu fark etmesini bekleriz. Çevreden ve kendi vücudundan aldığı bu uyaranlara anlamlı, adaptif bir cevap oluşturmasını bekleriz. Anne sütünden sonra yenen yiyeceğin farklı olduğunu anlamlandırması gibi. İşte ergoterapistler çocukların çevreyi ve kendi vücudunu fark etmesi için duyu-algı- motor süreçlerini çalışırlar. Kısaca ergoterapistler duyu bütünleme süreciyle aslında konuşma için gerekli olan altyapıyı oluştururlar. Duyusal süreçle beraber gelişen motor planlama, vücut farkındalığı, uyaranı tarama yeteneği konuşmanın en kritik ve önemli basamaklarındandır. Konuşmanın motor bir eylem olarak gerçekleşebilmesi için bu becerilerin belirli bir seviyede olması gerekir ve bu noktada ergoterapi desteğine ihtiyaç duyulabilir. Ancak konuşmanın sadece motor bir eylem olmadığı sosyal bir ortamda niyetlilikle beraber iletişim kurma aracı olduğu bu yüzden çocuğunuzun hangi noktada desteğe ihtiyaç duyduğunu fark ederek doğru uzmandan destek alması kıymetlidir.
